25 Şubat 2013 Pazartesi

İlk önce biraz Freiburg

Öncelikle birazcık şu an yaşadığım şehirle ilgili mini bir yazı yazmak istedim. Freiburg, Almanlar'ın deyimiyle Kara Ormanlar'ın (Schwarzwald) kalbinde yer alan sevimli mi sevimli, temiz, kendine munhasır, görece küçük, tipik bir alman şehridir. 



Bilmiyorum Kara Ormanları önceden duymuş muydunuz ama buraya geldikten sonra gerçekten buranın Avrupa'da ünlü bir yer olduğunu öğrendim. Gerçi bu yaz Türkiye'den sırf Adana'nın sıcaklarından kaçmak için, iki ailenin yazını Kara Ormanlar'daki şalelerde geçirdiğini öğrenince baya bir şaşırmıştım. Yani bence Karadeniz'den çok da farkı yok, iklim hemen hemen aynı dolayısıyla bitki örtüsü filan baya bir benzeşiyor. Tabi aşağıdaki fotoğrafa bakınca kıyafetler ve insan yüzlerindeki ifadeler hemen değişiyor :)


Yöreye özgü folklorik kıyafetleri ve arkada da tipik bir orman evi. 


Söylemeden geçemeyeceğim, şehir bir türlü restarasyonu bitmeyen (yukarıdaki fotoğrafta da görülen)  münsteri ile ünlü.



Bodrum gibi kurak bir yerden geldikten sonra her yerden bir nehrin ya da küçük bir derenin geçmesi e tabi haliyle yadırgatıyor. Hal böyle olunca ne susuzluk ne kuraklık ne çetilik. Her yer boyuna yeşil. Ahh nerde bizde böyle sulak yerler, gerçi bizim denizimiz hiçbir şeye değişilmez ya neyse hıh..
Temiz enerji üretme konusunda baya bir çalışmaları vardı. Öyle birşeyler duymustum hatta iztv'de de onunla ilgili bir belgesel bile yapmışlardı yamulmuyorsam.

He bir de efsaneden bahsetmeden gecemiyeceğim. Şehir merkezinde yazın böyle bir etrafı serinletsin diye her yere dar kanallar koyulmuş. Şehir merkezi boyunca heryerde var bu kanallardan. Tabi o kanallara olur da düşerseniz Freiburglu biriyle evlenmek zorunda kalıyormuşsunuz. Ama evlenme işi nasıl oluyor bilmiyorum. Düşünce kanaldan sizi belki bir beyaz atlı prens kurtarmaya gelir, belli olmaz :) Ben de bunu fırsat bilip  ablamda bir deneyeyim dedim, olura düşer filan buradan biriyle evlenmek zorunda kalır ve hiç dizimin dibinden ayrılmaz, haliyle annem de hihi. Hain planlar yaptım ama yemediler. Öle gösterip gösterip çekti ayağını sudan :)


Neyse toparlayacak olursam Freiburg bir nevi üniversite şehri ve İsviçre ve Fransa sınırında olması da ayrı bir avantaj sağlıyor. Bu ülkeler burnunun dibinde olduğu için çok rahat ve güzel gezilebiliyor. Ayrıca Fransız ve İsviçrelilerin de çok sevdiği bir şehir Freiburg (iade-i ziyaret babında olsa gerek). Tabi İsviçre'ye göre alışveriş konusunda epeyce ucuz bir şehir ama Almanya'nın diğer kentlerine göre biraz daha pahalı kendi çapında turistik olması nedeniyle. Yani bir gün olur da yolunuz Zürih, Basel ya da Strazburg'a düşerse buraya da ugramadan geçmeyin derim. 


İşte bu fotoda ocak ayında çektiğim benim penceremden bir görüntü. Bir sabah kalktım ve önceden kartpostallarda gördüğümüz renkleri, evi ve karı görünce çok heyecanlandım. Ee napalım Bodrumlu olunca çocuk gibi seviniyorsun kar görünce. Hatta almanlar bu heyecanımı çok garipsemişlerdi. Tey allahım onlar da gelsinler bizim sıcakları görünce ben de onları garipseyeceğim:)

Neyse Freiburg şimdilik bu kadar...